Toplumsal yaşamda değişik amaçlarla birçok sözleşme kurulmaktadır. Sözleşmenin kurulması ile meşgul olan taraflar, dikkatlerini sözleşmenin esaslı noktalarına verdikleri için, başka hususları gözden kaçırabilmektedirler. Ayrıca tarafların her hususu düşünmeleri de beklenemez. Bu sebeple sözleşmelerde boşluk bulunması uygulamada sıkça rastlanan ve hukuki bir ihtilaf olarak mahkemelerin önüne gelen bir durumdur.
Sözleşmelerdeki boşlukların taraflarca doldurulamayarak, konunun yargı önüne getirilmesi halinde ise, bu boşlukların hâkim tarafından ne şekilde doldurulacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Türk hukukuna bakıldığında, Borçlar Kanunu'nda sözleşmeyi tamamlamaya ilişkin genel bir hüküm bulunmadığı gibi, doktrinde de bu sorunu ayrıntılı olarak inceleyen kaynakların yok denecek kadar az olduğu görülmektedir. Elinizdeki bu çalışma, Alman ve İsviçre hukuku kaynaklarından yararlanmak suretiyle, sözü edilen eksikliği gidermeyi amaçlamaktadır.
Sözleşmelerdeki boşlukların taraflarca doldurulamayarak, konunun yargı önüne getirilmesi halinde ise, bu boşlukların hâkim tarafından ne şekilde doldurulacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Türk hukukuna bakıldığında, Borçlar Kanunu'nda sözleşmeyi tamamlamaya ilişkin genel bir hüküm bulunmadığı gibi, doktrinde de bu sorunu ayrıntılı olarak inceleyen kaynakların yok denecek kadar az olduğu görülmektedir. Elinizdeki bu çalışma, Alman ve İsviçre hukuku kaynaklarından yararlanmak suretiyle, sözü edilen eksikliği gidermeyi amaçlamaktadır.