1993 Cenevre Rehin Sözleşmesi'ne ilişkin bu yayın, Süzel'in tüm becerilerini yansıttığı mükemmel bir eserdir. Söz konusu Sözleşme hakkında Almanya'da yayımlanan bir doktora tezi, Süzel'in yüksek lisans tezi olarak hazırladığı bu çalışmanın yanında son derece soluk kalmaktadır. Yukarıda belirlenen yeni metodolojiye uygun olarak Süzel, 1993 tarihli Sözleşme'nin öncüsü olan 1926 ve 1967 tarihli Sözleşmeler'den başlayarak, milletlerarası uyumlaştırma hazırlıklarının başından günümüze dek kuralların gelişmesini ve "perde arkasını" başarıyla ortaya koymuştur. Tezin hazırlık aşamasında Süzel bir gün gelip Sözleşme'nin mimarlarından olan Prof. Berlingieri'nin bir yayını hakkında ipucu yakaladığını aktarmıştı; izleyen günlerde o yayınla ilgili bir gelişme olup olmadığını sorduğumda, Prof. Berlingieri ile e-posta yoluyla yazıştığını ve yayını temin ettiğini bildirmişti. Bu örnek, kaynakların derlenmesindeki titizliğini ve yaratıcılığını da ortaya koymaktadır. 6102 sayılı Kanun ile 1993 tarihli Sözleşme arasındaki ilk çelişkilere, Kanun'un henüz hazırlık aşamasında işaret eden de yine Süzel olmuştur. Süzel'in son derece isabetli bu eleştirilerinin ne yazık ki tümü Kanun'a yansıtılamamıştır. Şu var ki, Türkiye 1993 tarihli Sözleşme'ye taraf olduğunda, Sözleşme'nin hükümleri lex fori olarak doğrudan uygulanacağından, Sözleşme'den 6102 sayılı Kanun'a aktarılan hükümlerin bir değeri kalmayacak, dolayısıyla iki metin arasındaki uyumsuzluk da böylece giderilmiş olacaktır. Doç. Dr. Kerim Atamer'in kitaba yazdığı Sunuş'dan.