19. yüzyıldan itibaren taşımacılık, tek bir ülkenin sınırları içinde cereyan eden bir faaliyet olmaktan çıkmış; uluslararası bir boyuta ulaşmıştır. Sınır aşan taşımaların yeknesak kurallara bağlanabilmesi ve konunun ihtiyaçlara uygun bir düzenlemeye kavuşturulabilmesi açısından çeşitli uluslararası konvansiyonlar yapılmıştır. Tüm bu konvansiyonlarda, eşyanın zıyaa veya hasara uğramasından yahut geç tesliminden kaynaklanan sorumluluk belirli bir tutarla sınırlandırılmıştır. Sorumluluğun her hâlde sınırlandırılabilmesinin hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurması sebebiyle konvansiyonlarda sınırlı sorumluluktan yararlanma hakkının kaybına ilişkin düzenlemeler getirilmiştir. Sınırlı sorumluluktan yararlanma hakkının kaybı ise taşıma hukuku bakımından büyük önem arz etmekte olup; bu konuda uluslararası hukuk uygulamasının ve Türk hukukundaki durumun monografik bir çalışma ile ortaya konulması kaçınılmaz olmuştur.

Bu kitapta, sınırlı sorumluluktan yararlanma hakkının kaybına ilişkin düzenlemeler yabancı doktrin ve mahkeme kararları ışığında incelenmiş ve bu konu ile sıkı bir irtibat hâlinde olan taşıyıcının sorumluluğu ve sorumluluğunu sınırlandırma hakkı bahisleri birlikte ele alınarak mesele bütüncül bir bakış açısı içinde ortaya konulmuştur.