İcra ve İflâs Kanununda sürelerin oldukça yoğun bir şekilde karşımıza çıkması, şüphesiz bir an önce alacağına kavuşma arzusu içindeki alacaklıyı tatmin amacına hizmet etmektedir. Büyük bir çoğunluğu icra ve iflâs takibinin tarafları için konulmuş olan bu sürelerin hak düşürücü niteliği de unutulmamalıdır. Hal böyle olunca, kimi zaman sonuca doğrudan etki edebilecek, takibi olduğu yerde durdurabilecek iddialara sahip olan taraf, sürelerin kesin ve hak düşürücü niteliği karşısında iddiasını ileri sürememekte, yetkili merci önünde haklarını yeterince savunamamaktadır.
İşte bu noktada, İİK. m. 65 hükmü, İcra ve İflâs Hukukunda Gecikmiş İtiraz konu başlığı ile tartışma konusu yapılmalı, müessesenin hem öğreti hem de uygulama açısından önemine vurgu yapılmalı, müessesenin bilhassa hukukî niteliği, şartları ve hükümleri derinlemesine incelenmelidir.

Giriş bölümünden